Space Club komünitemiz özelinde sürdürdüğümüz "Tool of the Week"in Keynote haftasında; Keynote ile sunum hazırlama, farklı sunum araçları, sunum hazırlarken ihtiyaç duyabileceğiniz eklentiler konularını anlatmıştık. Şimdi ise Keynote ya da başka bir araç kullanarak hazırladığımız sunumların içeriğinin oluşturulmasından bahsetmek istiyorum; Hikaye anlatma sanatını sunum yaparken nasıl kullanabiliriz?
Dedemin küçükken anlattığı hikayeler yıllar sonra şu an hala aklımda, bunun sebebi hafızamın çok iyi olmasından kaynaklanmıyor çünkü dün okuduğum tasarım kültürü makalesini şu an hatırlamıyorum. Bunun sebebi hikayelerin bilgiyi gerçeklerden çok daha fazla akılda kalıcı kılması. Bir hikaye dinlediğimizde tüm beynimiz aktif hale gelir, işte hikaye anlatmanın gücü de budur.
"Bir kişi basitçe bir hikaye anlatarak dinleyicilerin beyinlerine fikir, düşünce ve duygu ekleyebilir." - Uri Hasson (Nörobilimci)
Storytelling kavramını çoğumuz duymuşuzdur, Jr.UX Designer yolcuğunu tamamlayanlar bilir; hikayeleştirme UX öğrenmeye başlarken işlenen ilk konulardan biriydi. Tasarımcılar için bu hikaye anlatımı, bir vizyonu ifade etmek, tasarım sürecini açıklamak ve paydaşların katılımını sağlamakta etkili bir araç olabildiği için ilk olarak onu öğrenmemizin sebebini daha iyi anlıyorum. Hikaye anlatımını kullanmak her zaman hikaye anlatmak anlamına da gelmiyor. Bunun yerine mesajları daha uyumlu ve ilgi çekici hale getirmek için olay örgüsü, karakterler, çatışma gibi unsurları kullanmak da yeterli olabilir.
Tasarım sunumlarımızı daha ikna edici hale getirmek için hikaye anlatımını nasıl kullanabileceğimize dair maddeleri inceleyecek olursak:
Bir tasarım sunumunu hazırlarken neden ilgilenmemiz gerektiğine, sorunun ne olduğuna ve tasarımın bunu nasıl çözdüğüne değindiğimiz bir kurulumu oluşturmak çok iyi bir başlangıç olacaktır.
Bu kurulumda neleri ele alabiliriz?:
• Amaç: "Bu projeye iddialı bir hedefle başladık"
• Süreç: “Tasarım ekibimiz iki hafta içinde kullanıcı araştırması yaptı, bir prototip oluşturdu ve 15 kullanıcıyla test etti. İlk konsepti özetledik ve bugün size göstereceğimiz prototipe ulaşmadan önce üç tur daha yineledik."
• Dikkate değer bir şey: “İki hafta içinde ilk defa uçtan uca bir prototip oluşturuyoruz ve kullanıcılardan çok olumlu geri bildirimler aldık."
Ürün tasarımında sorunlar hikayelerdeki kötü adamlardır ve çözümler kahramandır. Tıpkı hiçbir kahraman filminin kötü adamlar olmadan gerçekleşemeyeceği gibi, hangi sorunları çözmeye çalıştığını bilmedikçe kimse çözümü umursamaz. Bir tasarım sunumunun, kullanıcı arayüzünü göstermeden önce o arayüzde çözülen problemi anlatarak sunuma başlaması dikkatleri toplamayı sağlayacaktır. Birinin size "Sizinle inanılmaz bir tasarım paylaşmak üzereyim ama ondan önce çözmeye çalıştığımız sorunun hızlı bir şekilde tazelenmesini sağlamak istiyorum" dediğini hayal edin. En sevdiğiniz filmin büyük bir anından hemen önceki o merakı uyandırdıkları sahnesini izlemek gibi, devamında ne olacağını dikkatle beklersiniz.
Bir arayüz tasarımı sunumunda sadece ekran göstererek ilerlediğimizde izleyiciler bütünsel deneyimler yerine tasarım öğelerine odaklanır. Burada da kullanıcıların ürünle nasıl etkileşimde bulunacağına ilişkin bağlamı kaybederiz. Bunun bir çözümü, herhangi bir UI çalışmasını göstermeden önce insanları kullanıcı akışı veya film şeridi boyunca yönlendirmektir. Yani her adımı kullanıcının bakış açısından bir hikaye gibi anlatmaktır.
Her büyük adımda mevcut durumdaki deneyimin kullanıcı ihtiyaçlarını nasıl karşılamadığını ve tasarımın onu nasıl daha iyi hale getirdiğini vurgularsanız; hikayenizdeki kötü adamları yenecek kahramanları yani tasarımınızı göstermeye geçebilirsiniz. Çünkü artık karşınızda görmeye hazır bir izleyici kitlesi elde etmiş olursunuz.
Tasarımı göstermeye başladığınızda, tasarım gerekçeleri için ana aracınız genellikle veriler oluyor. Bu verileri hikaye anları olarak kullandığınızda tasarım daha ikna edici hale gelebilir. Buradaki "Hikayeler" sadece bir veya iki hızlı cümledir. Kelimenin tam anlamıyla bir kullanıcı, acı bir nokta veya tasarımın ilhamının geldiği yer olabilir.
Çok fazla öykünüz olmamalı ancak bunu seyrek kullanmak insanların hatırlamalarını istediğiniz ayrıntıları hatırlamalarına yardımcı olabilir. Metaforlar ve analojiler, verileri daha ilişkilendirilebilir ve duygusal hale getirmek için kullanışlıdır.
Örnek vermek gerekirse;
"Yeni tasarım, kullanıcıların verileri analiz etmek için harcadığı zamandan %80 tasarruf sağlayacak"
yerine
"Yeni tasarımla, karar vermek için veri bulmak, bir soruyu araştırmak kadar kolay olacak. Kullanıcılar, verileri analiz etmek için harcanan zamandan %80 tasarruf edecek ”.
diyebiliriz.
Her harika filmin ilginç hikayeleri vardır. Sürprizler hikaye anlatmada temel bir araçtır çünkü beynimiz yeniliği sever.
Tasarımlarınız, insanların beklemediği düşünceli ve zevkli unsurlara sahip olabilir. Bunlar, sunumda bir dakikanızı ayırmaya değer harika hikayelerdir. Örneğin, tasarımın hangi yinelemeden geçtiğini açıklayabilir veya bir tasarım eksenine neden olan bir anı paylaşabilirsiniz.
Okuduğunuz için teşekkür ederim, umarım sunum hazırlarken hatırlamaya değer bir yazı olmuştur :).
