Yoğun bir biçimde çalışırken telefonunuza Instagram’dan bir bildirim geldi ve bildirime tıkladıktan sonra en azından tahmin ettiğiniz veya planladığınız sürenin üstünde uygulamada kaldınız. Bu deneyim size tanıdık geliyor olabilir. -sizin değilse de bir arkadaşınızın kesinlikle yaşadığı bir deneyim :) -
İnternette veya sosyal medyada zaman geçirmek için pek çok sebep ve tetikleyici var. Bu geniş havuza kim nasıl atlıyor bilemeyiz ama çok net bildiğimiz bir gerçek var ki o da bu havuzda geçen sürenin bir önceki seneye göre yine arttığı. Wearesocial ve Hootsuite tarafından hazırlanan Digital 2022 raporu da bu durumu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Söz konusu rapora göre Dünya’da 4.95 Milyar internet kullanıcısı var ve bu kullanıcıların ortalama internet kullanım süresi tam 6 saat 58 dakika.
Bu devasa popülasyon -belki habitat- elbette bir pazar oluşturuyor. Bu pazarda başarılı olan şirketlerin raporda da net bir şekilde ortaya konan kullanım sürelerini kendi lehlerine çevirmek için uyguladıkları pek çok strateji/model mevcut. Bu modellerden biri olan Kanca Modeli’ni bugün oldukça başarılı şekilde uygulayan pek çok şirket var ve bu yazıda da o şirketlerden biri olan Duolingo’nun bu modeli nasıl başarıyla ortaya koyduklarını inceleyeceğiz. Tüm bunlarla birlikte Kanca Modeli’nin ne olduğuna dair soru işaretleriniz varsa Kanca Modeli Nedir? yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kanca Modeli’ne firmaların perspektifinden bakan yazılardan birinde yer alan "Bir kullanıcının sorunu ile çözümünüz arasında, bunu alışkanlık haline getirecek kadar sık bağlantı kurun” prensibini oldukça iyi başaran firmalardan birinin Duolingo olduğu kesin.
Apple’ın her sene merakla beklenen etkinliği WWDC’de bu sene Keyif ve Eğlence kategorisinde ödüle layık görülen Duolingo’nun bu başarısı asla tesadüf değil. Apple’ın ödül açıklamasında da söz ettiği gibi Duolingo, kullanıcılarının sorunlarını oldukça önemsiyor ve bu sorunlarla ilgili olarak daima adımlar atıyor. 2021’de BBC’de çıkan haberde Duolingo şirketinin kurucusu ve CEO’su Luis Von Ahn önemli açıklamalarda bulunmuş ve Instagram ile TikTok gibi ekran süresini önemseyen uygulamaları da rakip olarak değerlendirdiklerini ifade etmişti. Yapay zeka atılımlarını değerlendirme, yerel dilleri ve unutulmaya yüz tutan dilleri de spektrumuna ekleme ve UX Araştırmaları gibi hamlelerle kendini geliştirmeye daima devam eden Duolingo dil öğrenme sürecini oyunlaştırarak kullanıcılarında alışkanlık yaratıyor.
3 ay önce Duolingo kullanıcılarından birinin kendi ekranını paylaştığı videonun 238 bin görüntüleme ve 500’den fazla yorum almış olması bu alışkanlığın ne kadar geniş bir kitleye yayıldığını kanıtlıyor. Zira kullanıcının Youtube üzerinde sadece 508 abonesi var.
Sevimli maskotu Duo ile kullanıcıya gönderdiği bildirim, Duolingo’nun “Tetikleme” adımını attığı kısım. Markanın kendi kurumsal kimliği ve oyunlaştırma mantığı içerisinde çok farklı şekillerde bildirimler yollayarak süreci eğlenceli hale getirdiği tescilli.
Kanca Modeli sisteminin ikinci adımı olan “Aksiyon” tarafında Duolingo’nun yine oldukça başarılı bir hikayeleştirme stratejisi ilerlettiğini ve kullanıcısının uygulamada vakit geçirmesi adına detayları incelikle tasarladığını belirtmek mümkün. Derslerin küçük adımlara bölünmesi kullanıcının olumsuz bir direnç geliştirmesinin önüne geçerken aynı zamanda belirli bir hareket alanı da sağlayarak kullanıcı adına özelleştirilebilir bir alanı da sağlamış oluyor.
Aksiyon konusunun şirketin en radikal değişikliklerden birine imza attığı alan olduğunun altını çizmek gerek. 2012-2014, 2014-2018, 2018-2022 yılları arasında Ana Ekranını “Ağaç” olarak nitelendirilen bir strateji izleyen Duolingo, geçen senenin son dönemlerinde bu stratejiyi tamamen rafa kaldırarak “Yol” adı verilen yeni bir stratejiye geçiş yaptı.
Tasarımdan Sorumlu Yönetici Ryan Sims, şirketin bu radikal değişimini ödül aldıkları Apple’a şu şekilde açıklıyor:
"İki kişi aynı sayıda dersi yapmak için aynı sayıda saat harcayabilir, ancak sonunda farklı yerlere varabilir. Bugün tüm Duolingo kullanıcıları tek bir rota izliyor ve biz buna “Yol” diyoruz.”
Duolingo’nun ana ekranındaki strateji değişimi en küçük detayı dahi kapsayacak biçimde tasarlandı. Örneğin:
• Ders içerikleri değiştirilmedi ancak eğitim sıralaması konseptlerin karışımını sağlayacak şekilde düzenlendi. Bir diğer deyişle, şirket kullanıcılarına önerdiği sıralama stratejisini esas haline getirmiş oldu.
• Uygulamanın kimi zaman eleştirilere maruz kalmasına neden olan pratik konusunda da geliştirmeler yapıldı. Bu sayede kullanıcıların başarılı olmadıkları eğitimlerle ilgili endişelerinin de giderilmesi hedeflendi.
• Duolingo’nun Instagram ve Tiktok gibi ekran sürelerine oynayan uygulamalardan pay koparmayı hedeflediği “Hikayeli Kurslar” ayrı sekmeler yerine “Yol” içerisinde yer alacaklar.
Şirketin ve doğal olarak kullanıcılarının oldukça önemsediği konulardan biri olan “yetenekler” konusunda da önemli bir değişiklik yapıldı.
Eski modelde dersler “beceriler” olarak nitelendiriliyor ve yetenekler görseldeki gibi Efsanevi Seviye dışında 5 ayrı kategori şeklinde değerlendiriliyordu. Duolingo yeni döneminde “Yol” stratejisindeki düşüncesine benzer bir düşünceyle bu değerlendirmede değişikliğe gitti.
İlk olarak kullanıcısını tetikleyen Duolingo, kullanıcı sadakatini arttıracak değişikliklerle birlikte aksiyon kavramına da kendi çerçevesinden yenilikler getirmeyi başardı. Tüm bunlarla birlikte firmanın “Ödül” olarak değerlendirilebilecek “Yetenekler” konusunu da kendi stratejisi dahilinde baştan başa değiştirmiş olması yine radikal bir adımdı. Büyük güncellemenin yapıldığı sayfada bu büyük değişimin yaratacağı endişeyi tahmin eden şirketin bu konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
Kullanıcının yürüdüğü yolda bazı becerilerini diğerlerine göre daha fazla geliştirmiş olma ihtimalini göz önünde bulunduran yeni sistem, Duolingo’ya göre daha etkili bir öğrenmeyi beraberinde getirecek.
“Bu yeni yol biraz daha uzun görünüyor, ancak hepsi aynı içerik, sadece farklı bir şekilde düzenlenmiş. Bu yeni yöntemin daha etkili bir şekilde öğrenmenize yardımcı olacağından eminiz ve denemeniz için heyecanlıyız!”
Kullanıcılarının eğlenceli bir biçimde dil öğrenebilmesi adına elinden geleni yapan Duolingo, tahmin edilebileceği üzere “Yatırım” konusunda da kullanıcılarıyla iletişimi elden bırakmıyor. Mevcut durumda abonelik modeliyle çalışan Super Duolingo ile kullanıcılarının yatırımını almayı başarıyor.
Sınırsız can, reklamsız öğrenim gibi özelliklerle uygulamada daha fazla vakit geçirmeyi hedefleyen kullanıcılarını yatırıma teşvik eden firma, bununla birlikte kısa bir süre önce ChatGPT-4 ile entegre olarak çalışan Duolingo Max’ı da tanıttı. Duolingo Max şu an için belirli ülkelerde aktif olarak çalışıyor ancak çok da uzak olmayan bir gelecekte tüm kullanıcılara açılması bekleniyor.
Yarattığı fenomen sayesinde pek çok alanda takip edilen Duolingo, blog sitesini de oldukça aktif kullanıyor. Kullanıcıların kendi çevrelerinden potansiyel kullanıcıları davet etmesine yönelik olarak adımlar atan firma, “Duolingo’nun Arkadaşlarla Daha Eğlenceli Olmasının 5 Nedeni” olarak başlıklandırdığı yazıyla da bu adımları sağlamlaştırıyor.
Felsefesi, anlattığı hikayesi, hedeflediği kitleyle olan iletişimi ve bu iletişimi ticari anlamda kullanmak konusundaki cesareti ve yetenekleriyle Duolingo Kanca Modeli’ni uygulamayı en iyi başaran şirketlerden biri. Kanca Modeli, kullanıcıların dikkatini çekmek, ilgisini uyandırmak, eyleme geçmelerini sağlamak ve bağlılık kurmalarını teşvik etmek için güçlü bir yaklaşımdır.
Ürününüzü ve hizmetlerinizi daha etkili bir şekilde pazarlamak ve müşterilerinizle sürdürülebilir bir ilişki kurmak için farklı modelleri keşfederek deneyimler yaratabilirsiniz. Başarıya giden yolda adım atmak için daha fazla bilgi edinmek ve pratiğe dökmek için yeni deneyimlerinizi birlikte tasarlayalım.
