Twitter, LinkedIn başta olmak üzere artık her yerde yapay zekaya dair “zamanınızı kurtaran ve hatta sizi 500x daha üretken yapacağı” iddia edilen yapay zeka araç paylaşımları dolanıyor. Her gün yapay zekanın güvenliğine dair endişeler veya kişisel rekabetler neticesinde bir başka ülkenin aldığı kararlar haberler yer alıyor.
Bu hızlı gelişim ve değişimi direkt olarak anlamlandırabilmek kolay değil. Buna bir de geçiminizi sağladığınız mesleğin yapay zeka neticesinde elinizden alınabileceği endişesini de ekleyince işler daha da birbirine karışıyor olabilir.
Bir devrim yaşandığı kesin ancak UX ekosistemi bu devrimin neresinde ve nasıl rol oynuyor veya oynayacak? Bu soruya o veya bu şekilde anlamlı cevap verebilenler ile henüz anlamlı bir cevap bulamayan arasında süregelen çatışmayı da unutmadan Google Baş Karar Bilimcisi Cassie Kozyrkov’un geçtiğimiz aylarda öne çıkardığı ifadesinden söz ederek işleri başka bir noktaya taşıyalım.
“Günümüzün AI devrimi, bir AI devriminden daha çok bir UX devrimidir.” şeklinde oldukça iddialı ve radikal bir ifadede bulunan Kozyrkov, UX dünyasının endişeli bileşenleri için işleri daha zorlaştırıyor gibi görünüyor olabilir.
Derin Bir Nefes
Şimdiye kadar konuştuklarımızı alt alta eklediğimizde elimizdeki çıktılarla bir yere varmak mümkün değil. Buna bir de Kozyrkov’un her şeyi tam tersine çeviren ifadesini de eklediğimizde bu haritanın bizi bir noktaya götürebilmesi pek olası görünmüyor.
O zaman şimdi derin bir nefes alarak sadece Google Baş Karar Bilimcisinin ifadesini ve bu radikal tespite nasıl varmış olabileceğini düşünmeye ve bu konuyla ilgili bir yolculuğa çıkmaya hazırlanalım.
Kozrykov, bu ifadeyi kullanırken ilk olarak yapay zekanın UX dünyası için zaten tanıdık bir kavram olduğuna dikkat çekiyor. Yapay zekanın popüler olan uygulamaları gündemde bu kadar yer kaplamadan önce de yapay zeka vardı ve kullanıcılar için çevrimiçi deneyimleri iyileştirirken, çevrimdışı olarak da pek çok işi optimize eden bir göreve sahipti.
UX tasarımcılarının bu yeni dönem başlamadan önce kullanıcılara karşı sorumluluğu netti: İşleri basit tutmak.
Kullanıcı arayüzlerinden ziyade kullanıcı beklentileri söz konusu. Yapay Zeka tarafından üretilen çıktıların kullanıcı beklentilerini karşılama konusunda iç açıcı sonuçları kapsamıyor.
Teknik bilgisi olmayan bir kullanıcının yapay zekaya dair bileşenleri anlıyor olması şimdinin tam aksine can sıkıcı olarak nitelendirilebilirdi zira bu durum kullanıcının dikkatinin istenen noktadan farklı bir noktaya kaydığını gösteriyordu.
Kıvılcımın Büyümesi
Bundan sonra nereye gidileceğini bilmiyor olmak her ne kadar endişe verici olsa da bu noktaya nasıl gelindiğini hatırlamanın bir nebze rahatlatıcı etkiye sahip olduğunu umut ediyoruz. Soluklandığımız durakta önemli bir işarete de rastladığımızı düşünebiliriz.
UX tasarımcıları geçtiğimiz yıllarda kullanıcının basit kullanışına önem veriyor, diğer detaylarla uğraşmasını istemiyordu. Kullanıcı için de her şey çalışıyor ve kullanılabiliyorsa bir problem yoktu. Kusursuzluk en çok önemsenen noktaydı.
O veya bu şekilde arka planda işleri yürüten yapay zeka, artık kullanıcıyla direkt olarak buluşunca artık herkes için yeni bir dönemin başladığı net bir şekilde anlaşıldı.
Yapay zeka için son on yılın kullanıcı deneyimi (UX) tasarım felsefesi, güvenilir çözümlere öncelik verdi.
Kullanıcı ile yapay zeka arasındaki bu büyük buluşmayı, diğer bir deyişle devrim ateşini yakan ilk kıvılcımı büyüten ise kuşkusuz MidJourney ve ChatGPT oldu. Bu iki uygulama kullanıcı ile buluştukları andan itibaren büyük bir devrim yarattı.
Çok kısa bir süre içerisinde geldiğimiz noktada her gün yüzlerce hatta binlerce AI tabanlı aracın reklamlarını veya kullanımını görüyoruz. Toparlamak gerekirse, zaten uzun bir süreden bu yana destek alınan ve geliştirilen bir yapay zeka vardı ve bugünkü değişim bu yapay zekanın kullanıcıyla direkt olarak buluşabilmesinden doğdu denilebilir.
Sıfırlanan Beklenti
Google Baş Karar Bilimcisi’nin de UX’in yarattığı devrimden söz ederken kendi ifadesini güçlendirdiği bir diğer noktaya da dikkat çekmekte fayda var: Kullanıcılar yapay zekayla tanıştıklarından bu yana doğruyu değil faydalı olanı kullanmayı tercih ediyorlar.
MidJourney’nin kullanılmaya başlandığı ilk dönemi düşünün. Araç belirli ihtiyaç veya isteklere hayret verici biçimde iyi yanıt verebiliyordu ancak özellikle insanlarla alakalı tasarımlarda kelimenin tam anlamıyla çuvallıyordu. 7-8 parmaklı figürler, yüzde ve göz kısımlarında kaymalar, insan hareketlerindeki gölgeler aslında bir noktada dalga geçilen de konulardı.
Sadece MidJourney örneğinin dahi belirli bir sorgulamayı beraberinde getirmesi gerekiyor olabilir: Çok değil kısa bir süre önce en doğruyu ve basiti görmek isteyen kullanıcılar şimdi promptlar girip en iyi sonucu almaya çalışıyorlar.
Üstelik bu noktada kendileri bir sorumluluk yükleniyor ve bu sorumluluğun sonucunda 7 parmaklı insanlar görüyor olmalarına rağmen bu arayıştan ve sorumluluktan vazgeçmiyorlar. Bu kullanıcıların yeni bir deneyimi elde etmek adına beklentilerini sıfırlayabilme ihtimallerini bize hatırlatmıyor mu?
Ancak bu noktada deyim yerindeyse enseyi karartmaya gerek yok. Richard Balwin’in Dünya Ekonomik Forumu’nda dediği gibi:
“Yapay zeka işinizi elinizden almayacak. Ancak yapay zekayı kullanmayı bilenler bunu yapabilir.”,
Yapay zekanın nasıl yardımcı olabileceğine dair yazımızı okumak için Ecem Şafak’ın yazısına göz atın. Devrimin ateşini yakan uygulamalardan biri olan MidJourney'i daha yakından tanımak ve nasıl kullanılacağını öğrenmek için Tasarımcılar İçin Midjourney Kullanım Pratikleri eğitimimizi inceleyebilir, müşteri deneyiminin şirketler üstündeki etkisini daha iyi anlamak için Müşteri Deneyimi Sertifika Programı'ndan ve mentörlük hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.