Apple, uzun zamandan bu yana beklenen etkinliğini 12 Eylül Salı günü gerçekleştirdi ve başta yeni modeli iPhone15 ve USB-C olmak üzere pek çok yeniliği de bu etkinlikte tanıttı. Bu etkinlikten geriye kalanlar ve ürün yönetimi alanında düşünülmesi gereken konulara birlikte bakalım.
USERSPOTS BÜLTEN
Her ay tasarım ve teknoloji üzerine yeni stiller, dijital ürünler, projeleriniz için kaynaklar, tasarım ilhamları ve daha fazlasına sahip bülten.
Aramıza hoş geldin! Yeni bültenlerimiz de görüşmek üzere...
Oops! Something went wrong while submitting the form.
No items found.
Devam Eden Tartışmalar
Apple’ın Dünya’nın en büyük şirketlerinden biri olduğunu ifade ediyor olmak için sıkı bir sektör takipçisi olmaya gerek yok. Öyle ki Türkiye’nin ekonomik durumuyla alakalı tartışmalarda kullanılan argümanlardan birisi “herkesin elindeki son model iPhone”. Bu argüman dahi şirketin bilinirliği açısından önemli bir ipucunu veriyor.
12 Eylül’de gerçekleştirilen son Apple etkinliği de yine her zamanki gibi büyük bir heyecan ve de tartışmayı beraberinde getirdi. Yeni iPhone modeli, bu modelde ne gibi yeniliklerin olacağı, Apple’ın WDWC’23’te ifade ettiği yenilikler konusunda tutarlılığı vs. gibi pek çok konu merak edilen başlıklar arasındaydı.
Sadece bu detaylar üstünden bakıldığında her şey oldukça olağan. Dünya’nın en büyük şirketlerinden biri, kendisini bu noktaya taşıyan ürününü tanıtıyor iken elbette dikkat çekecek. Ancak her şey göründüğü kadar basit mi?
Liderin Gölgesinde
Apple kadar ve hatta kimi konularda ondan daha ünlü olan kurucusu Steve Jobs, erken sayılabilecek bir yaşta hayata veda ederken Apple’ın bu büyük kayıptan sonra yola nasıl devam edeceği de büyük bir muammaydı.
Ekibinizde büyük bir lider veya dahi olarak nitelendirdiğiniz bir çalışma arkadaşınız varsa işlerin ne kadar kolay ve ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Jobs, Apple için her zaman inovatif ve kullanıcı deneyimi için de her zaman büyük ilham veren bir lider ve bilindiği kadarıyla çalışması çok da kolay olmayan bir takım arkadaşı olarak kolay görüneni oluşturmak için şartları zorlayan bir yapıya sahipti.
Günün sonunda bakıldığında bu felsefenin Apple için ne kadar hayati olduğunu anlamak mümkün. Eğer bir Apple ürünü kullanıcısıysanız tasarım sizin için oldukça kullanışlı ve bu felsefeden hareketle oldukça da başarılı hissettiriyor olabilir. Ancak bir Apple çalışanı veya tedarikçisi olduğunuzda son kullanıcı kadar mutlu hissetmeyeceğiniz zamanlar olabilir.
Spektruma Oturan Başarı
Jobs’tan sonra Apple’da direksiyona geçen Tim Cook’un şirketin maddi değeri açısından sağladığı başarısı tahmin edilenin de ötesine geçti. Üretimin Asya’ya taşındığı sistemin kurucusu olan Cook ile birlikte Apple, piyasa değeri açısından, önce 1 Trilyon Dolar sonra da 3 Trilyon Dolar baremini aşmayı başaran ilk şirket oldu. Tüm bunlarla birlikte elbette bu süreç o kadar da kolay değildi.
Kullanıcı Tüketimi Araştırmaları, Android kullanıcılarının Apple ürünlerine geçişinin hızlandığını ifade ediyor. Bu sonuç pek açıdan Apple’ın başarısının göründüğünden daha büyük olduğunu da gösteriyor. Zira Apple;
En büyük rakiplerinden biri olan Samsung gibi farklı segmentlere ürün üretimi konusunda rakibi kadar cömert olmayan bir yapıya sahip.
Android’e göre çok daha düşük bir pazar payını elinde tutuyor. (Android işletim sistemine sahip ürünler toplam pazarın %70.77'sini oluşturuyor.
Android işletim sistemine sahip ürünlerin çeşitliliğiyle birlikte fiyatları da düşerken, iPhone rakiplerine göre daha pahalı bir telefon olarak konumlandırılıyor.
Dezavantaj olarak nitelendirilebilecek tüm bu etmenlere rağmen Apple, durmadan geliştirdiği ve arkasında durduğu stratejisiyle spektrumun hemen hemen her kısmında başarıyla yan yana geliyor. 12 Eylül 2023’te yapılan tanıtımı final olarak düşünelim ve takvimi biraz daha geriye sararak 2 Şubat 2023 gününe gidelim.
Tedarik Krizi
2 Şubat 2023 tarihinde 2023 yılının ilk çeyrek sonuçlarını açıklayan Apple, yatırımcısına ve analistlere bir hesap vermek zorundaydı.
Zira 2022 yılının ilk çeyreğinde 71 Milyar $ olarak açıklanan gelir, 2023’ün ilk çeyreğinde 65 Milyar $ olarak güncellenmişti. Apple CEO’su Tim Cook da bu düşüşün özellikle COVID-19 pandemisiyle şiddeti artan tedarik krizine bağlı olduğunu ve bu kriz yaşanmasaydı gelirin artış göstermiş olacağını kabul etti.
Kullanıcı Deneyimi denince akla gelen ilk şirketlerden biri olan Apple için haneye büyük bir eksi yazan bu süreç, Cook için de hem maddi hem manevi açıdan çok tatmin edici olmasa gerek. Apple’ın üretimini Asya’ya taşıyarak şirketin kâr ve gelir oranını çok ciddi biçimde yükseltmeyi başaran Cook, pandemi süreci boyunca şirketinin tedarik açısından yaşadığı krizlerle mücadele etmek zorunda kaldı. Çinli üreticilerin kâr etme hevesleri, bu hevesten doğabilecek etik krizler ve krizlerin faturasının da en nihayetinde Apple’a kesileceği ihtimali de düşünüldüğünde, hayal etmesi dahi güç bir “mücadele edilecekler listesi” Cook’u düşündürmüş olmalı. Yüzlerce ve hatta binlerce karar alıyor olsanız da aldığınız son kararla anılacağınız bir ortamda bu krizin yaşanmasında Cook’un stratejisinin de etkisi söz konusuydu. Apple CEO’su da bu sorumluluğu kabullenmiş olacak ki, 2023 yılında büyük bir ücret kesintisi talep etti. Apple’ın 2022 yılı Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu dosyasında yer alan ifadeye göre bu kesinti %40’ın da üstündeydi.
Apple’ın hissedarları ve yatırımcıları ister istemez daha az memnun eden ilk çeyrek sonuçlarına rağmen rakipleri gibi büyük işten çıkarmalara gitmek zorunda kalmamış olması önemli bir başarı. Bununla birlikte Pandemi sürecinde kişi, kurum veya şirketlerin hayatında iyiden iyiye yer edinen “krizden fırsat çıkarma” alışkanlığı Apple açısından var olan bir geleneğin devamı olarak değerlendirildi ve şirket üretim süreçleriyle alakalı yeni kararlar almayı tercih etti.
Başarının Toplamı
Apple’ın kapitalist dünyanın bir sembolü olduğu kesin. Tüm bunlarla birlikte şirketin diğer rakiplerine göre daha felsefi bir yerde durarak başarı elde ediyor oluşunun da hakkını vermek gerek. Apple yaşadığı krizlere rağmen hala AR-GE konusunda araştırmalar yapmaya, yeni ürünlerle kullanıcısını heyecanlandırmaya ve yeni kullanıcıları kazanmaya devam ediyor.
2 Şubat 2023 günü başlayan ve 12 Eylül 2023’e kadar geçen sürecin sonunda şirketin iPhone 15 ve iPhone 15 Pro, watchOS, Mac Pro, Mac Studio, iOS 17 ve tüm bunlardan farklı olarak Vision Pro gibi heyecan verici yeniliklere imza atmış olması büyük bir başarı.
Daha düşük pazar payına rağmen daha yüksek gelir, ulaşılması zor bir tanınırlık seviyesi, maksimum seviyede sorun çözme yeteneği ve kullanıcı ihtiyaçları konusunda daimi araştırmanın meyvesi haline gelen kullanıcı sadakati… Tüm bunlar Apple’ın büyük başarısını tanımlamada yerleştirilebilecek yapbozun parçaları olarak değerlendirilebilir.
Apple’ın başarısındaki aslan payı ürün yönetimine ve sunumuna verilebilir. Bu argümana da son etkinlikte yapılan yenilikler üstünden bakalım.
Yaşasın Yeni İkon
12 Eylül’de yapılan tanıtımda Apple adına en çok dikkat çeken yeniliklerden birisi kuşkusuz USB-C olarak da bilinen kablo yapısına geçişin de duyurulmasıydı.
Ürettiği her ürünle ikon haline gelmeyi başaran Apple, yine ikonik ürünlerinden biri olan Lightning isimli kendisine has ürününden vazgeçecek anlamına gelen bu değişiklik pek tabii sadece şirkete bağlı bir karar da değil.
Avrupa Parlamentosu bir süredir üreticilere şarj kabloları konusunda standardizasyonun sağlanması ve atık üretiminin azaltılması konusunda baskı yapıyor ve USB-C kabloya geçişi vurguluyordu.
Bu baskının bilhassa Apple üstünde şekillendiğini de tahmin etmek zor değil. Android üreticilerinin büyük bir kısmı USB-C üretimine zaten geçti. AB de USB-C’yi öne çıkaran yasanın "tüketicinin tek bir üreticiye bağımlı hale geldiği sözde teknolojik 'kilitlenme' etkisinden kurtulacağı” düşüncesiyle öne çıkartarak Apple’ın üretim stratejisini işaret ediyordu.
Apple, Lightning kablo sayesinde ciddi bir gelir elde ediyor. Pil ömrü açısından kendi üreticilerinin ürettiği kabloların kullanımını teşvik eden şirket, Türkiye pazarında kabloyu 619 TL’den satışa sunuyor. Üçüncü parti üreticilerin ürettiği kablolar da elbette çalışıyor ancak Apple bu gibi kablolarda ürünün pil ömrüne dair soru işaretleri doğabileceğini de sıklıkla vurguluyor.
Nitekim AB ile Apple arasında uzun süreden bu yana devam eden çekişmede Apple’ın yaşadığı ikilemler de yeni sayılmaz. M1 çipli MacBook’ta USB-C şarj aletini kullanıcılarına sunan şirket, M2 çipli modellerde yine kendine has kablosuyla şarja imkan veren portları yerleştirmişti.
Bu sürecin nereye kadar devam edeceği beklenirken, iPhone 15 modelleriyle USB-C’ye geçiş yapılmasıyla artık yeni bir dönem başlıyor. İşin mutfağında yaşanan bu gelişmeler bir yana, Apple da meşhur vecizdeki gibi bir tanıtım yaptı ve ürün yönetimi konusunda ne kadar mahir olduğunu bir kez daha gösterdi.
“Kral öldü, yaşasın yeni kral!”
Tek kabloya geçiş Apple açısından belirli bir gelirden vazgeçmek anlamına mı gelecek, şirket ürün yönetimini ilerleyen dönemde nasıl bir stratejiyle yapacak, bunu zaman gösterecek. Tüm bunlarla birlikte veri aktarımı açısından problemli olan Lightning kablo konusundaki ısrarından vazgeçişini başka bir perspektiften kullanıcılara sunan şirket, kurucusu Steve Jobs’un tasarımla alakalı deyişini de hatırlatmaya devam ediyor.
“Tasarım sadece neye benzediği veya nasıl hissettirdiği değildir. Tasarım nasıl çalıştığıdır.”
Tasarım nasıl çalışır?, Ürün Yönetimi nedir? Ürün nasıl yönetilir, çözüm nasıl geliştirilir? gibi sorularınıza cevap veren Ürün Yönetimi Temelleri Eğitimi’ne şimdi kaydolabilir, uzman konukların katılımıyla yapılacak etkinliklerle Ürün Yöneticisi olarak çalışacak bilgiye sahip olabilirsiniz!
Buzdağının Görünmeyen Yüzü: Apple’ın Ürün Yönetimi