Bilişsel yük, bir kişinin herhangi bir işlem sırasında, belli bir zaman diliminde kullandığı zihinsel çabayı ifade eder.
Bir işlemi veya bir dizi işlemi gerçekleştirirken, insan beyni belli bir düşünce miktarı kullanır ve bu bilişsel yük olarak tanımlanır. Bilgilerin bir anda verilmesi, kişiyi zorlar ve yapılmak istenilen işlemin gerçekleştirememesine sebep olur, bu duruma kişinin bilişsel yükünün aşılması ya da zorlanması denir. Deneyim tasarımı, kullanıcıların bilişsel yükünü zorlamamak, hatta bunu azaltmak üzerine çalışır.
Tasarımda, kullanıcıların bilişsel yüklerini azaltmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir;
1. Anlık hafızayı sürekli zinde tutmak: Kullanıcı işlem sırasındayken bir sürü veriye maruz kalır, tasarımcılar bu verileri işlemler sırasında kullanıcı için tanımlayarak, kullanıcıların bilişsel yükünü azaltabilir.
Örneğin; Kullanıcı, bir mobil uygulamada sayfalar üzerinde bir işlem gerçekleştirirken, bulunduğu sayfayı kullanıcıya bildirmek, sayfalar arasında kaybolmasını ve hangi sayfada olduğunun verisini aklında tutmasını engeller. Kullanıcının bilişsel yükü bu şekilde azaltılabilir.
2. Kullanıcının aşina olduğu sembollerden yararlanma: Tasarımda, kullanıcıların günlük hayattan aşina oldukları, gördüklerinde bulundukları işlemdeki durumu tanımlayacak semboller kullanmak.
Örneğin; Kullanıcı bir işlem sırasındayken bir hata durumu ile karşılaştığında, farklı renklerde resimler ve semboller kullanmak yerine, kırmızı (alert) renkli uyarıcı semboller kullanılabilir. Böylece bilişsel yük azaltılır, kullanıcı hızlı bir şekilde işlemdeki durumunu fark eder.
3. Sade bir tasarım yaratma: Kullanıcılar işlem sırasındayken, tasarım yüzünden odağını farklı alanlara dağıtmamalıdır. Odak noktası ortaya çıkartılmalı, kullanıcının bilişsel yükü azaltılmalıdır.
Örneğin; Kullanıcının işlem yaptığı sayfa üzerinde, 3 veya daha fazla farklı fontta ve renkte yazılmış yazıların bulunması veya düzensiz ve renkli görsellerin bulunması, kullanıcının yaptığı işlemi bulamamasına ve dikkatinin dağılmasına sebep olabilir.
4. Anlaşılabilir bir dil kullanma: İşlem esnasındayken, farklı anlamları çağırıştırabilecek bir dilden kaçınmak gerekebilir. Anlaşılabilir bir tasarım ve yazı dili, kullanıcının bilişsel yükünü azaltacaktır.
Örneğin; Kullanıcının bir web sitesinde bir işlemi iptal etmek istediğinde, ‘bu işlemi onaylamak istemiyor musunuz? ‘ şeklinde bir soruya cevap olarak ‘evet’ ve ‘hayır’ seçeneklerini koymak, kullanıcının bilişsel yükünü zorlayabilir. Bunun yerine ‘Bu işlemi iptal etmek ister misiniz? ‘ diye sormak, ve seçenekleri uygun renklerle ifade etmek. Kullanıcının bilişsel yükünü azaltacaktır.
5. Sezgilerin gücüne inan: Kullanıcıların bir işlem sırasında, bilişsel yüklerini kullanmadan sezgisel olarak yaptıkları hareketleri tasarımda kullanmak, bilişsel yükü hafifletecektir.
Örneğin; Bir telefon uygulamasında yapılan bir dizi işlem sonrasında, bir önceki sayfaya dönmek isteyen kullanıcı parmağını ekran üzerinde soldan sağa sezgisel bir şekilde kaydıracaktır.
Bu maddelerin uygulanması, kullanıcıların işlemler esnasında bilişsel yüklerini azaltacak ve işlemlerini tamamlamadan sayfadan ayrılmalarını engelleyecektir.