Facebook’un -yeni adıyla Meta- kurucusu Mark Zuckerberg, Ekim 2021 yılında hayatımıza yeni bir dijital kavram soktu: Metaverse. Ve bahsettiği günden beri gündemden düşmeyecek, herkesin merak ettiği bir fenomen yarattı. Her gün hakkında yeni bilgiler duyduğumuz, koskaca Facebook firmasının adını değiştirmesine vesile olan bu ‘Metaverse’ koca bir balon mu? Yoksa kendini geliştirmek için şu anda balon numarası yapan bir teknoloji mi? O noktaları şu anda biz de pek tahmin edemiyoruz. Ama geçmişinden, aslında bizler için pek yabancı bir kavram olmamasından ve şu an metaverse için yapılan gelişmelerden birazcık bahsedebiliriz.
Yunanca temelli bu kavramın anlamı ‘Meta’ öte, sonra, diğer anlamlarını taşırken, ‘Verse’ dünya, alem anlamına gelmektedir. Diğer dünya, başka dünya gibi tanımlayabileceğimiz metaverse kavramını ortaya atan ilk kişi ise Snow Crash romanın yazarı Neal Stephenson. Romanda, metaverse kavramı insanların çevrimiçi ortamda, avatarları ile yaşam sürebildikleri bir dünya olarak karşımıza çıkıyor, tam da Meta’nın kurucusu Zuckerberg'in hayal ettiği gibi. Peki, kitapta anlatılan metaverse tanımı size de bir yerlerden tanıdık geliyor mu?
Second Life oyunu ile başlayan ve daha sonra niceleri gelen, internet üzerinden oynayabildiğimiz bu oyunlarda da bir avatar ile sanal bir dünyada vakit geçirmiyor muyduk? Konsere gidiyor, arkadaş ediniyor, hatta bu dünyalarda meslek sahibi olup para bile kazanıyorduk. Tabii ki de burada metaverse tamamen Second Life gibi bir şey olacak demiyorum ama mantık olarak bizlere sunduğu şey aslında bu, dijital bir dünyada yaşam.
Dijital Dünyada Yaşam
1960’ların Soğuk Savaş döneminde uzay tam bir merak konusu olmuştu. Tasarım ve sanat dünyasını derinden etkileyen bu uzay konsepti için türlü türlü filmler, kitaplar, tasarımlar ve akımlar ortaya koyulmuştu. 90’larda internetin gelmesi, bilgisayar teknolojisinin yaygınlaşması ve makinelerin gelişimi, tasarım ve sanat dünyasında da aynı etkiyi yarattı. Snow Crash, Matrix, Ready Player One, Sword Art Online gibi eserler de dijital dünyada yaşam, öteki dünya için örnek verebileceğimiz yapımlardan. Bu filmlerde, kitaplarda bahsedilen dijital dünyada geçen yaşamda, insanlar tüm benlikleriyle farklı bir bedeni kontrol ettirerek, farklı bir dünyada yaşam sürüyor. Peki dijital bir dünyada yaşama deneyimi için, illaki bir beden kontrol etmemize gerek var mı? Hayır tabiki de yok, çünkü şu anda dijital dünya deneyimini yaşamaya çoktan başladık.
Burada çok sevdiğim dizi olan ‘Black Mirror’ dizisinden sizlere birazcık bahsetmek isterim. Merak etmeyin bu dizideki bölümlerin yaptığı kadar teknolojiyi kötü yanlarından ele almayacağım, bu diziyi örnek vermemin sebebi ismindeki detay, türkçesiyle siyah ekran ya da siyah ekranlarımız. Artık günlerimizi onsuz geçiremediğimiz telefonlarımız, bilgisayarlarımız, tabletlerimiz.. Ee, nereden geldik şimdi bu siyah ekranlara, dijital bir dünyada yaşamdan bahsederken? Yapılan bir araştırmaya göre sosyal medya kullanan insan sayısı 2019 yılına kadar -pandemi bu denklemin içinde değil- aşağıdaki tablodaki miktar kadar arttığını görüyoruz. Aynı zamanda insanlar tv,telefon ve bilgisayar ekranlarına bakarak günde ortalama 6 saat 42 dakikasını geçiriyor. İnternet ve sosyal medya kullanan kişi sayısı, ülkelere göre bu grafiğin dağılımı, ülkelere göre içerik üretimi ve bunun gibi konular hakkında bilgilere ulaşmak için siteefy internet raporunu inceleyebilirsiniz.
Ortalama olarak günümüzü 6 saatini bu siyah ekranlara bakarak geçiriyoruz, gündemi buradan takip ediyoruz, iş hayatımızı artık buradan sürdürüyoruz, arkadaşlarımızla artık buradan buluşuyoruz, oyun dünyasından bahsetmiyorum bile. Kısacası daha öncesinde bilgi edinmek için kullandığımız bu ekranlar, artık hayatlarımızı geçirdiğimiz yerler oldu. Fiziksel anlamda normal dünyada yaşarken, kafalarımızın sürekli bu ekranlarda olması acaba dijital yaşama çoktan geçtiğimizin bir işareti olamaz mı? Gelin birkaç örnekle daha şu anda içinde bulunduğumuz dijital dünyanın sürecine hep beraber göz atalım.
Yazımızın başında değindiğimiz Second Life örneğini tekrardan dile getirelim o zaman. 2003 yılından beri oynanabilir halde olan bu oyundaki karakterinizi mouse ve klavye yardımıyla, bir sürü farklı haritada gezdirip, diğer kullanıcılar ile sosyalleşip, sanal gece klüplerinde dans ettirip, oyun içinde yer alan dilediğiniz kıyafetleri giydirebiliyorsunuz. Ve bu oyun gibi 100’lercesi var, hatta çoğumuz en az bir kez böyle bir oyun deneyimi yaşamışızdır herhalde. İtiraf ediyorum, benim oynadığım oyun Sanalika idi :(
Teknolojinin, oyun sektörünün ve dijital sosyalleşmenin gelişimiyle de ekranlar üzerinden gerçekleştirebileceğimiz aktivitelerin sayısı artarken, farklı şekillerde gelişimler de gösterdiler. Fortnite X Travis Scott tarafından gerçekleştirilen canlı online konser 12,3 milyon kişi tarafından izlendi.
Metaverse kavramının duyurulmasından önce Florida’da yaşayan bir çift düğünlerini avatarları üzerinden gerçekleştirmiş ve arkadaşlarını tasarladıkları düğün alanına davet etmişlerdi.
Peki, hal böyleyken metaverse bize nasıl bir imkan sağlayacak, second life ve diğer oyunların yaptığı gibi bir dünya kurup, VR gözlüklerimizi takarak orada yaşamamızı mı sağlayacak? Yoksa dijital yaşam tecrübemiz bu kadar geliştikten sonra bizlere daha farklı deneyimlerin de imkanını mı sunacak?
Metaverse = Yeni Dijital Dünya
Snow Crash kitabında yapılan tanıma tekrardan dönersek, Metaverse kavramı insanların belirli avatarları ile yaşamlarını sürdürebilecekleri dijital bir dünya olarak tanımlanmıştı. Az önce bahsettiklerimiz üzerinde dijital yaşamın aslında çoktan hayatımızın içinde bir kavram olduğunu belirtsekte, bu dijital dünyaya tam olarak girdiğimizi söyleyemeyiz. Metaverse şu andaki dijital dünyadan farklı olarak bizlere tek bir kimlik ile birçok deneyimi yaşama imkanı tanıyacak, aynı hayatlarımız gibi.
Şu anda içinde bulunduğumuz dijitallik farklı platformlar üzerinden gerçekleşiyor ve her platform için ayrı bir kimlik tanımlamamız gerekiyor. Zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz oyun, sosyal medya, haberleşme ve diğer platformlar arasında bir bağlantı bulunmuyor ve bu dijital izlerin toplamı ancak bizleri tanımlayabiliyor. Zaten dünya bunun eksikliğini çekmeye yavaştan başlamış durumda, twitch üzerinden takip ettiğiniz bir yayıncının diğer sosyal medya ve iletişim hesaplarını da paylaşmasının sebebi bu çünkü bir birey sadece bir platform üzerinden tanımlanamaz. Metaverse ise tüm platformları tek bir çatı altında toplayarak, bir bireyin tüm kaynaklara aynı yerden erişimine imkan sağlayacak, aynı gerçek hayat gibi.
Metaverse’ün şu andaki dijital dünyayla olan betimlemesini şu şekilde yapabiliriz. Bir ev düşünelim, bu evin birçok odası olsun ve her odaya girmek için farklı anahtarlar kullanıyorsunuz. Her odanın kendi kuralları var, o odalardan bir şey çıkartamıyorsun ve o odada yaptığınız her bir hareket kurallar gereği kaydediliyor, bu şu anki dijital dünyamız. Metaverse dünyasında ise yine bir ev var ancak tek bir anahtara sahipsiniz, bunu da sadece eve giriş için kullanıyorsunuz. Tüm odalar burada da mevcut ancak odaların duvarları ve her odanın kendine ait bir anahtarı yok, odalar sadece belli konseptlere sahip mekanlar bu kadar. Odalar arası geçiş yapabilir, her odaya tek bir hesap üzerinden ulaşabilir ve işlem yapabilirsin.
Ayrıca metaverse sadece Zuckerberg’ün açıkladığı ve ‘Horizon Worlds’ adı verilen bir tek bir dünyadan oluşmuyor, birçok farklı avantaj sunan dünya var. Bizim tabirimizle girebileceğiniz birçok ev bulunmakta. Ayrıca bu evin herhangi bir yerinde giydiğiniz bir kıyafeti, evin başka bölümlerinde tekrardan giyebiliyorsunuz. Metaverse dünyalarının yaygınlaşa bilmesi ve tek bir hesap üzerinden bir çok işlemin gerçekleşebilmesi için bir takım gelişmelere ihtiyaç var. Bunlardan en önemlisi Web 3.0’ın gelmesi.
Web 3.0
Şu andaki internet sistemimiz Web 2.0 yani platformlar üzerinden içerikler üretmemize izin veren bir sistem. Her platform kendine has bir özelliği sahip, Facebook, Instagram, Twitter, Zoom, Fortnite, Getir ve daha niceleri. Bu platformların neredeyse hepsine giriş için farklı anahtarlar kullanılıyor ve oradaki dijital izlerimizi farklı platformlara aktaramıyoruz. Özetle, Fortnite oyununda aldığım spider kostümünü, üyesi olduğum Sanalika hesabında kullanamıyorum. Bunun sebebi ise Web 2.0 sisteminin platformlar üzerinden kurgulanması, yani benim bir platformda aldığım bir ürün sadece o platformdayken aktif olarak kullanabileceğim bir şey.
Web 3.0 ise internet ağını platformlar üzerinden değil, bireyler üzerinden döndürülmesini sağlayarak hem bilgi güvenliği hem de bireyselliği bizlere kazandırıyor olacak. Bu sistem şu anda kripto paraların kullandığı yöntemle aynı, bireyler üzerinden bilgi akışı. Kısacası metaverse dünyasında Web 3.0’ın gelmesi ile beraber Fortnite oyununda kullandığınız spider-man kostümünü iş toplantınızda da giyebileceksiniz. Aldığınız kıyafet platforma değil, size ait olacak.
Ayrıca şu anda kullandığımız Web 2.0 ve metaverse dünyası için önemli bir gelişme olacak web 3.0’ın detaylı bir şekilde Barış Özcan tarafından anlatıldığı videoya buradan ulaşabilirsiniz.
Avatarlar - Metahumanlar
Kıyafet demişken, dijital dünyada bizleri temsil edecek olan avatarlar ya da metahuman’lardan bahsetmeden olmaz. Çok uzun zamandır aşina olduğumuz avatarlar da, deneyimlediğimiz dijital yaşam ile beraber gelişmeye devam ediyor. En başlarda saç, göz, ten rengi gibi basit müdahalelerle tasarlayabildiğimiz avatarlar, zamanla detaylı ve daha özel tasarımlara uygun hale gelmeye başladı. Snapchat uygulamasının sağladığı bitmojiler ile kendi avatarlarımızı detaylı bir şekilde yaratmaya hatta bu avatarlar üzerinden emojiler oluşturabilmeye başladık. Yakın zamanda Instagram’a da gelecek bu özellik, kişiselleşmiş tasarımlar ile iletişim kurmanın önemini tekrardan bize hatırlatmış oluyor. Metaverse dünyasında kendimizi ifade ederken, basit bir avatar yerine, bizim karakter özelliklerimizi yansıtabilen avatarlar kullanabilmek dijital yaşamı, fiziksel yaşama benzetecek etmenlerden biri.
İletişim sırasında kullandığımız ve dijitalleşmeyle aktaramadığımız fiziksel dilimizi, dijital dünyada daha iyi aktarmanın farklı yolu da sadece emojiler değil. Son zamanlarda adından söz ettiren geliştirilmiş avatarlar yani metahuman’lar. Avatarlara göre daha detaylı bir şekilde tasarlanan metahuman’lar, gerçekçi bir görüntü sunmanın yanında mimiklere sahip. İletişim için önemli araçlardan biri olan fiziksel dilimizi dijital dünyada da kullanma imkanı sağlayabilecek olan gerçekçi avatarlar şimdiden kullanılmaya başladı bile.
Fotoğrafçı ve Youtuber Koray Birand bunları kullananlardan biri. Dijital dünya için yarattığı avatarıyla bizlere Metaverse ve NFT kavramlarını anlattığı videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Kendi Metahumanını yaratmak ve mimiklerini denemek isteyenler için ise ünlü oyun firması Epic Games'in Unreal Engine oyun motorunu tarayıcınız üzerinden ücretsiz kullanabilirsiniz.
NFT
Metaverse ile beraber gelecek olan dijital yaşam için önemli olan gelişmelerden biri de NFT. Non Fungible Token (Değiştirilemeyen token) son zamanlarda kripto para ile al-sat yapanların dikkatini çekmiş durumda. Genel çevre tarafından yukarıdaki görseller şeklinde bilinen NFT, aslında dijital dünyadaki orjinalliğin kanıtı diyebiliriz. Şu anda tasarlanılan görseller üzerinden adını duyuran NFT kavramına şöyle bir örnek verelim.
Van Gogh’un Yıldızlı Geceler (Starry Night) eserinin orjinali şu anda Amerika’da, Museum of Modern Art'ta sergilenmektedir. Aynı zamanda benim evimde de bu tablonun aynısından bulunmakta. Ben bir anda çıkıp ey ahali benim evimdeki bu tablo, orjinal gerçek eser desem, büyük ihtimal kimse beni dikkate almaz ve gülüp geçerler. Sebebi Amerika’da bulunan tablo çeşitli işlemlerden geçerek orijinalliğini kanıtlamış ve yetkililer tarafından kabul görmüş, benim evimdeki ise bir yapı marketinden alınmış bariz bir kopyası. İşte bu orijinallik kanıtı dijital dünyada bu zamana kadar sıkıntılar yaratan bir noktaydı. Benim paylaştığım bir içeriği, başkası aynen alıp kendi adına paylaşsa ve bu benimdir diyebiliyordu. Ancak NFT sayesinde dijital dünyada yaratılanların ana kaynağının kim olduğunu görebileceğiz. Ayrıca NFT markalar tarafından da ilgiyle takip edilen bir kavram haline de geldi. Çünkü bireysel hakları korurken, markaların ve firmaların dijital dünyadaki üretim haklarını da koruyor olacak. Adidas, Gucci, Nike gibi firmalar çoktan NFT sektörüne giriş yaptılar ve NFT ürünlerini piyasaya sunmaya başladılar. NFT kavramından önce tasarladıkları ürünlerin orijinalliğini dijital dünyada ispatlanamayacak olan markalar, NFT kavramı ile ürünlerini koruma altına alabilecekler. Evet işin özü metaverse dünyasında da çakma adidas giyenler yine belli olacak.
NFT hakkında daha fazla bilgi anlatacağımız yazımıza yakın zamanda buradan sizlerle paylaşıyor olacağız.
AR ve VR
Gelelim metaverse dünyasının tanıtımı yapılırken en çok bahsedilen teknolojilere; VR ve AR. 2014 yılında hayatımıza giren VR ve AR kavramlarını ilk duyduğumuz zamanda bizi aşırı heyecanlandırmış, yeni deneyimler sunacağı üzerine ümitlendirmişti. Hatta o dönemler metaverse olarak adlandırılmasa da, dijital yaşam geliyor, artık gözlükleri takıp farklı bir dünyada yaşayacağız düşünceleri dolaşıyordu. Evet, o dijital dünya geldi çattı kapımıza. Normal hayatımızdaki deneyimi dijital dünya içinde aktarmayı istiyorsak, en önemli etkilerden biri o hayatın içine girmek olacağını kimse inkar edemez gibi. AR ve VR teknolojisi bize bu dünyaları farklı bir açıyla deneyimleme imkanını sunuyor. Meta firmasının üzerine oldukça düştüğü AR ve VR teknolojisinin de metaverse dünyasının kendisi değil bir parçası olduğunu tekrardan hatırlatmak isterim.
Fiziksel yaşantımızı, dijital yaşama adapte etmeye çalışırken önemli şekilde yardımcı olacak bu teknolojiler içinde gelişmeler hala devam ediyor. Belli bir süre boyunca deneyim geliştirme aşamasında kalacak AR ve VR teknolojisi, metaverse ile beraber gelişecek olan yeni dijital dünya için önemli yapı taşlarından birini oluşturmaktadır.
Metaverse dünyasına girmek için sadece açıklamalar değil, belli alanların gelişmesinin de gerekli olduğundan birazcık bahsetmiş olduk. Bu kavramın duyulması ile beraber firmaların ve geliştiricilerin bu alandaki çalışmalarının yoğunlaşması da aslında, Zuckerberg'in bu dijital dünyanın gelişimi için önemli bir ön ayak olduğunu söyleyebiliriz. Belki de başından beri açıklamasının sebebi dikkat çekip, bu alanla ile ilgili gelişmelere yatırımcı toplamaktı. Bunu şimdilik bilemeyiz, ancak metaverse dünyasının temellerine çoktan başladığını ve insanların dijital dünya için yatırımlar yaptığını çok rahat söyleyebiliriz.
Metaverse Şu Anda Ne Durumda? Arsa Almalı Mıyım?
Metaverse dünyası yapılan açıklamalardan sonra hızlıca patlak verdi ve son dönemlerde neredeyse her gün bu konu ile alakalı bir haber karşımıza çıkıyor. Bu yeni dünya için firmalar ve bireyler ilkleri gerçekleştirmek için yarışıyor. Yazının başında da dediğimiz gibi Zuckerberg yaptığı açıklama ile kavramın bilinmesinde çok önemli bir rol oynadı ve ‘Facebook Horizon’ ismini verdiği metaverse dünyasını duyurdu, ancak bu dünyadan önce kurulan birçok metaverse dünyasının bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. Her dünyanın kendine ait bir kuralı ve sistemi de bulunmakta, bazı dünyalara sadece 2 boyutlu bir şekilde ulaşabiliyorken, bazıları da ekranlar üzerinden 3 boyutlu bir deneyim sunuyor. A bir de bu dünyalar bizlere satılık arsalar sunuyor.
Kripto paraların zamanında yarattığı yükseliş etkisinden dolayı, dijital dünyadaki bu fırsatları geri tepmemeye çalışırken bir anda kendimizi arsa alırken bulduk. Yaratılan metaverse dünyalarına arsa alarak yatırım yapıp, onları popülerleştirmeye ve talebini artırmaya çalışıyoruz. Bu arsalar ise bizlere bir merkez kurma imkanı sağlayarak ileride para kazandırmanın yollarını arıyor olacak. Burada şunu hatırlatmakta fayda var, şu anda bile birden çok metaverse dünyası bulunuyor. Aldığınız arsa ileride popüler olabilecek bir metaverse dünyasına da ait olabilir, silinip gidebilecek bir metaverse dünyasına da. Bunları kestirmek ve şu anda bir şeyler demek zor, sadece metaverse lafını daha çok duyacağımızın kesin olduğunu söylebilirim. Ve şunu da belirteyim bu bir yatırım tavsiyesi değildir.
Gelelim hali hazırda bulunan ve bilinen metaverse dünyalarına,
• Sandbox
• Decentraland
• Axie
• Pixelynx
• Nift Island
Ziyaret edebileceğiniz ve deneyimleyebileceğiniz başlıca metaverse dünyaları arasında geliyor diyebiliriz.