Görsel düşünme konusuna nereden geldiğimizle başlayalım. Son zamanlarda dünya, fikrin çok daha değerlendiği ve disiplinlerin her geçen gün birbirinin içine daha da geçtiği bir gidişatta seyrediyor. O yüzden iş hayatı oldukça karmaşık. Biz de bu karmaşanın en yoğun olduğu noktalardan bir tanesindeyiz. Mevcutta kullanıcı deneyimi tasarımı bu şekilde bir kümeye hakimken bu kümenin içerisinde birden fazla hatta onlarca, yüzlerce farklı disiplin yer alıyor. Farklı disiplinlerin ya da farklı paydaşların birbirleri içerisinde çok doğru fikirlere özgü paylaşımlarda bulunması ve bunları hayata geçirme yolunda birbirleriyle kuvvetli iletişim kurması gerekiyor. İşte bu güçlü iletişimi kurmamızı sağlayacak araçlardan birisi de bu yazımıza konu olan “Görsel Düşünme” ve fikri biraz da çizerek anlatma deneyimi.
Günümüzde bir şeyi gerçekten hayata geçirmek söz konusu olduğunda çok daha kolaylaşmış bir dünyada yer alıyoruz. 101 yani başlangıç düzeyinde o konu hakkında bilgi sahibi olmak, o konuyla ilgili araçları etkin ve doğru bir şekilde kullanabiliyor olmak yine aynı şekilde sağdan soldan bulduğumuz templateleri biraz daha yeni versiyonlarına uyarlayarak fikirleri hayata geçiriyor olmak aslında bugünün gayet önemli parametrelerinden bir tanesi. Bir araçlar dünyasında yaşıyoruz. Bu araçları çok etkin bir şekilde kullandığımızda aslında birçok işi farklı disiplinlerde yürütüyor oluyoruz.
Disiplinlerarası çalışmadan bahsetmiştim giriş yaparken. Belki bilginiz vardır, MIX adlı bir programımız var. Bu program sayesinde Kadir Has Üniversitesi’nde “Kullanıcı Deneyimi Yüksek Lisansı” eğitimi veriyoruz ve bu yıl verdiğimiz derslerden bir tanesi “Disiplinlerarası Kullanıcı Deneyimi Stüdyosu”ydu. Bu stüdyoda da kullanıcı deneyiminin aslında son belki 4-5 yılda hayatımıza dahil olan sesli asistanlar ya da VUI dediğimiz Voice UI ile alakalı paylaşımlarda bulunduk. Hızla değişen dünyada aslında bu tip parametreler hayatımıza dahil oldukça bunları anlayabilecek, yorumlayabilecek ve bir miktar ileri götürebilecek düzeyde öğreniyor olmamız gerekiyor. Bu noktada farklı disiplinlerden insanlarla da çalıştığımız için onlarla fikrimizi en iyi şekilde iletebileceğimiz, onların fikrini en iyi şekilde özetleyebileceğimiz paylaşımlarda bulunuyoruz.
“T-Shaped İnsan” dediğimiz bir çalışan profili mevcut. Bir konuda dikeylemesine bilgi sahibi olan insan profilinden bahsediyoruz. Biraz da genel düzeyde çalışan bir çalışan profili mevcut, daha çok yönetici kitle bu noktada yer alıyor. Birçok alanda daha yüzeysel bilgi sahibi ancak doğru materyalleri bir araya toplayabilen bir kitleden bahsediyoruz. Aslında bugün aranan kitle de biraz “T shaped insan” dediğimiz kitle. Yani bir konuda derinlemesine bilgi sahibi, o konuda uzman niteliğinde bir kişi ancak diğer disiplinlerde de yüzeysel bir bilgi birikimine sahip insan profili bu kitleyi tanımlıyor. Bu insan profilini hayata geçiriyor olmamız ve bu insan profili doğrultusunda hareket ediyor olmalıyız.
Bizler organizasyonları kurarken ve şirket kültürünü oluştururken işleri ekibin tekil uzmanlıklarına göre dağıtmaktan daha ziyade buradaki farklı disiplinlerde (UI tasarımı, UX tasarımı olabilir) bilgi sahibi olmasına dikkat ediyoruz. Siz UI alanında derinlemesine bilgi sahibi olabilirsiniz yine de farklı alanlarda yüzeysel olarak da kendinizi beslediğiniz bir argüman ortaya koymanız gerekiyor. Bu tip durumlarda işleri daha çok ortaya bölüştürüp daha kolektif yapıda paylaşımlarda ve iş bölümlerinde bulunabiliyoruz. Interdisipliner şekilde çalışıyor olmak bugünün dünyasında ve Userspots’un kültüründe önemli bir yer teşkil ediyor.
Biz aslında bu çalışmayı daha önce bir inovasyon tasarımcısı için yapmıştık. Farklı yetkinliklerinizi geliştirmek istediğiniz noktaları birbirinin dışına çıkabilecek, radyal şeklinde yazdığınız zaman hangi niteliklerde güçlü olduğunuzu, hangi niteliklerde daha çok çalışmanız gerektiğini işaretlediğiniz bir yapı kurgulayabiliyorsunuz.
Radar chart olarak isimlendirilen bu data gösterim şekliyle aslında kendi yetkinliklerinizi geliştirmek istediğiniz alanları belirtebilirsiniz. Biz bunu ekibin farklı yetkinliklerini üst üste koyduğumuz zaman nasıl bir organizasyon olduğumuza ya da nasıl daha farklı konularda kendimizi geliştirmemiz gerektiğine dair gereken kısımları bu şekilde radar chartlarla görebiliyoruz. Bu yine sizin evde kendi kendinize yapabileceğiniz, kendi kendinizi geliştirebileceğiniz alanlara yazabileceğiniz bir tavsiyemiz.
Görsel düşünme çok fazla atla deve olan bir konu değil. Biz burada bir şeyin en iyi illüstrasyonunu yapmaktan ya da en kaliteli halini çizmekten bahsetmiyoruz. Burada amacımız; 3 temel noktada ihtiyacımızı karşılayabilecek bir görsel düşünme prensibini kendi hayatımıza kurgulayabilme hadisesi. Mustafa Dalcı ile çalıştığımız toplantılarda toplantının özetini görsel bir şekilde almanın aslında nokta nokta, satır satır, text çıktılı bir toplantı notu almaktan çok daha yararlı olduğunu gördük. Bunun çok farklı sebepleri var. Çünkü görsel düşünme yaklaşımı kişinin doğrusal bir şekilde düşünmemesine sebep oluyor. Daha analitik düşünme becerilerini artıran bir kavram. Birazdan da bahsedeceğim gibi aslında kesinlikle sözle çok daha kolay ifade edebileceğiniz bir şeyin yerine onun resmini çizmeye çalışmak değil aslında. Burada amacımız biraz daha o görselleştirme ile yeni fikirlere olanak tanıyabilecek ya da bir kişinin hayatını görselleştiriyorsak onun anlattığımız kişilere olan yansımasını istediğimiz şekle getirmek için kullandığımız bir yapı bu.
Çok basit bir şekilde özetlediğimiz bu grafik var. Bu bizim daha önce yazdığımız bir yazımızda da geçiyor. Temelde görsel düşünme, iletişim kurmak ve fikri çok daha rahat açıklamak için kullandığımız ve anımsadığımız ya da hatıralarımızı çok daha kolay hatırlamamıza olanak tanıyan karar alma süreçlerini büyük oranda kolaylaştırıyor. Başkasına aktardığımız zaman onun hayal etmesini istediğimiz şeyin çok daha bizim kararlarımıza bağlı olduğu bir dünya sunuyor. Bu kesinlikle sadece tasarımcılar için geçerli bir konu değil. Bunu sadece tasarımcılar yapabilir diye bir konu da asla söz konusu değil. Girişimciler, inovasyon ekipleri ya da bugünün dünyasında iş yapmak isteyen herkes için önemli bir kavram. Hemen yukarıdaki görselde de örneklerini gördüğünüz çizimleri çok kendiniz pratik yaparak kolaylıkla geliştirebilirsiniz. Daha önce de bahsettiğim gibi bugünün dünyasında gerçekten üst üste bir çalışma deneyimi yaşıyoruz. Birden fazla proje ve aynı anda gitmesi gereken kendi kişisel hayatımızdaki konular. Ve bunların hepsi aslında çok doğrusal ilerlemiyor. Günün ortasında bir kişi telefon açıp çok rahat bir şekilde size yeni aklına gelen bir fikirden bahsedebiliyor ya da o gün gitmek istediğiniz toplantıda proje akışına bir anda yepyeni bir konu dahil olabiliyor. Tüm bunları biraz daha özgün ve biraz daha yaratıcı şekilde hatırlama ve kullanma noktasında görsel düşünme yöntemleri hayatımızı oldukça kolaylaştırıyor. Sunumlarda, fikir geliştirme aşamalarında tamamen kullanılabiliyor.
Mümkün olduğunca kavramsal çizimler olması gerekiyor. Çok daha analitik düşünmemizde, hızlı iletişim kurmamızda ve fikir geliştirme aşamalarında bizlere müthiş kolaylıklar sağlayan bir yöntem.
Temelde akışımız gayet gördüğümüz şeyi yeni bir şeyle yorumlayarak hayal etme ve onu bir başkasına aktarabilecek şekilde çizmek, kağıda dökmek anlamına geliyor. Bu arada kullandığımız medya ile ilgili hiçbir kısıtımız yok. Tablete ihtiyacınız olmayabilir, kalem ve kağıtla ya da o an bulduğunuz peçetelere dahi bir şeyler karalayabilirsiniz.
Büyük oranda az önce bahsettiğim gibi karmaşık dünyadaki o grafik ağırlıklı akışı çok daha açıklayıcı ve başkalarının da geliştirebileceği düzeyde aktarmakla ilişkili bir durum. Akış içerisindeki sunumun özetinin ortaya koyulduğu bir takım çalışmalar mevcut. Geçen yıl biz de IoX ve Userspots olarak Marketing Türkiye’nin bir etkinliğindeki mevcut konuşmaları Burak Çevik ile birlikte görselleştirdiğimiz bir yapı kurgulamıştık.
Bu kesinlikle bir sanat değil, bizim burada aradığımız ve beklediğimiz en iyi çizimi yapmak en iyi şekilde görselleştirmek değil. Hedefimiz hızlı, mümkün olduğunca kolay anlaşılır ve düşünme biçimimizi yalınlaştırıcı bir şekilde ortaya dökmek. Biz burada sanat yapmıyoruz daha çok kafa açıyoruz ve iletişim kurmaya çalışıyoruz. Çizimlerimiz de bu amaca yönelik olmalı o yüzden ekstra detaylardan kaçındığımız bir akış kurgulamak istiyoruz.
Bir şairin yazısının güzel olup olmadığına takılmadığımız gibi bir görsel düşünürün, fikir sahibinin ya da bugünün dünyasında multidisipliner çalışan bir kişinin çiziminin nasıl olup olmadığına da takılmamalıyız. Çünkü şairin yazısı güzel olduğu için şiirlerini okumuyoruz, içeriğine odaklanıyoruz. Aynı şekilde bugünün girişim dünyasında da insanların fikirlerine ve bize aktarmak istedikleri o öz noktalara odaklanmamız gerekiyor. Bu yüzden çizimin güzelliğine değil içeriği anlatıp anlatamadığına takılmak önemli.
Mevcut olan bir şeyin yerine başka bir şey çizmek için kullandığımız bir yapı değil bu. Temel amacımız detaylardan arındırdığımız fikrimizi karşı tarafa aktarabileceğimiz bir yapıya gitmek.
Mevcutta yazı yazmak bir şeyleri daha doğrusal düşünmek anlamına geliyor. Çünkü bir sırası, öznesi, yüklemi var. Ama bundan vazgeçip notlarımızı görsel olarak tutmaya başladığımız zaman fikirler doğrusal olmayan şekilde ilerlemeye başlıyor. Bu aslında merkezden başladığımız ve etrafa dağıttığımız noktada fikirler arasında bağlantı kurmamızı kolaylaştırıyor ve daha çok analitik düşünmemize yardımcı oluyor. Bu yüzden merkezden başlamak bir numaralı tavsiyemiz.
Herhangi bir konuyu anlatırken ya da bir toplantıya girdiğinizde kağıdın direkt sol üst köşesinden akışı anlatmaya başlamak her zaman doğru yöntem olmayabilir. Toplantının içeriğini, tarihini, orada ne konuşulduğunu ortaya yazıp etrafına ise orada konuşulan ana maddeleri yazmak önceki konuştuğunuz bir nokta ile bir sonraki gündem maddesi arasında bağlantı kurmanızı kolaylaştıracaktır.
Bu aslında tasarımcıların aşina olduğu mind mapping tekniğiyle de ilişkili. Mevcutta bir yeni fikir ortaya çıkarmak ya da farklı temalar arasında yeni bağlantılar kurmak istediğiniz zaman mind mapping kullanacağınız yöntemlerden birisi. Yine görsel düşünme merkezden başlayarak daha ideal bir akışı size sağlıyor.
Çizim yaparken detaylardan kaçınmak önemli. Eğer bizim için gerçekten önemli değilse orada bir perspektif çizmenin bir anlamı yoktur. Mekanın içerisinde üç boyutlu bir kurgu sağlıyorsak bu farklı bir konu ama aktarmak istediğimiz şey sadece birinin birine hediye etmesi ise onun üçüncü boyuttaki haliyle uğraşmamızın çok anlamı yok aslında. Sadece bir sonraki çizimi yapana kadar ki süreyi en iyi değerlendirecek şekilde çizmek, perspektiften mümkün olduğunca kaçmak ve -burası çok önemli- çizeceğimiz fikrin en karakteristik özelliğine odaklanmak görsel düşünmenin en temel prensibini oluşturuyor. Üstteki görselde aşağıdaki hediye kutusunun bize hediye olduğunu aktaran en karakteristik özellik üst taraftaki kurdelenin formudur. Kurdeleyi çıkardığınızda bu nesneyi 100’den farklı şeye benzetebilirsiniz, dümdüz bir kutu halinde. Ne zaman kutunun üzerine o karakteristik kurdeleler geliyor o zaman biz bunun bir hediye paketi olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla en karakteristik özelliğe odaklanmak en önemli noktalardan. Yine üst taraftaki bir çalar saat ve bizim bunun çalar saat olduğunu anlamamızdaki en önemli parametre üst kısımdaki tutamaç kısmı. Çünkü bu gerçek hayatta gördüğümüz neredeyse tüm çalar saatlerde karşımıza çıkan bir form.
Temel olarak yine görsel not alırken karşımıza çıkan en zor konulardan biri de karşı tarafı dinlerken notlar almaya çalışmak. Burada da çok doğrusal ve yalın bir süreç bizi bekliyor. Karşı tarafı iyi bir şekilde dinlemek, iyi bir dinleyici olmak çok önemli. Karşı tarafı dinlerken anlık notlar almaya çalışmak yerine önce dinleyip anlamak, sonra özetleyip daha sonrasında da hatırlayabileceğiniz şekilde notlar almak sizin için önemli bir tavsiye olacaktır. Çünkü iyi bir dinleyici olmadığınız takdirde ne söylediğine odaklanarak çizmeye çalışmak çok çok zor hale geliyor. Aktarmak istediğiniz konuyu özetleyin, aklınızdakileri mümkün olduğunca sentezleyin, ayrıştırın ve çizgilere dökmeye gayret edin.
Yazıların karakterleri vardır. Bol bol yazı kullanabilirsiniz herhangi bir kısıtınız yok. Sadece yazıyı sıkıcı bir şekilde kullanmaktan ziyade etkin bir biçimde kullanmak çok önemli. Bir süre sonra bunları bir kağıtta çalıştığınız takdirde kendi karakterleriniz de oluşmaya başlayacaktır. Mesela görselde gördüğünüz “ETKİLİ BİR BAŞLIK”taki K’lerin böyle uzun şekilde çıkması tamamen benim yazımın bir karakteri. Ben mümkün olduğunca vurgulamak istediğim etkili başlıkları bu şekilde yazmayı tercih ediyorum. Büyük harf kullanmak bazen oldukça kolaylaştırıyor işi çünkü büyük harfle yazdığınızda elinizi çok daha fazla düzlemden çekerek hareket edebiliyorsunuz. Küçük harflerde eliniz ister istemez el yazısına gidiyor ve bu görüntüyü karmaşıklaştırıyor. O yüzden büyük harfler kullanmak yine iyi bir tavsiye olabilir. Farklı yazının farklı ağırlıkları var. Tablet vb araç kullanıyorsanız bu durumda kalemin kalınlığını değiştirerek, farklı ağırlıkları yakalayarak vurgulamak istediğiniz kısımları daha ön plana çıkarabilirsiniz. Konunun özüne ve ana fikrine odaklandığınız takdirde yazıları kullanmaktan çekinmeyin. Çok fazla değil ihtiyacınız olduğunda başvurun. Mümkün olduğunca farklı ağırlıklardaki yazıları tercih etmeyi deneyin. Elinizi bu yazı karakterlerine alıştırdığınız zaman çok daha karakterize bir görsel not almaya başlıyorsunuz. Bu da yine yazı yazarken önemli noktalardan biri.
Yeni fikirler oluşturmak çok zor değil. Basit şekilleri etkin kullanmakla ilişkili bu durum. Birlikte yapılan fikir aktivitelerinin neredeyse tamamında aşağıdaki şekilleri kullanabilirsiniz.
En basitinden paint programını kullanıyor olsanız bile bu dörtgenleri bir araya getirerek farklı şekiller oluşturabiliyorsunuz. Bu beş ana elementi farklı farklı yorumlayarak, spesifik detaylara çok kaçmadan oldukça kolay çizimler yapabilirsiniz. Seperatörler bu noktada önemli bir konu. Mümkün olduğunca kullanmaya çalışmalıyız. Düşüncelerin birbirine karışmasını istemediğimiz zamanlarda hayat kurtarıyor. Seperatörlerle de farklı farklı çalışarak çeşitli kurgular elde edebilirsiniz. Konuşma balonları da karakterlerin düşündüklerini ortaya çıkarabilmek ya da vurgulamak istediğimiz noktalarda (çizgi romanlarda da olduğu gibi) başvurduğumuz şekil grubu. Görselleştirme yaparken okları da çok sık kullanıyoruz. Analitik düşündüğümüz fikirleri birbirine bağlamamız gerektiğinde oklar ve bağlantılar işimize oldukça yarıyor. Bir de yerine göre ok, dolar, ünlem, soru işareti gibi sembolleri de karakter çalışmamıza dahil etmekte fayda var.
İşin ileri noktası ise kendi görsel kütüphanenizi oluşturmanız. Örneğin dünya/global kelimesi günlük hayatınızda çok sık karşınıza çıkıyorsa Dünya çizmeye çalışın. Aşağıda benim sıklıkla kullandığım kendi kütüphanemi görebilirsiniz. Sürekli ifade ettiğimiz inovasyon dağına çıkmak kavramını ya da işleyişle ilgili kullandığımız diğer kavramları sık sık görselleştiriyorum. Siz de bu gibi çalışmalarla iş akışınızı hızlandırabilirsiniz.
En basitinden bir çöp adam çizimleri ile kurguladığınız yapıyı zenginleştirebilirsiniz. Mesela ben çöp adamın arkasına basit bir pelerin çizerek kitleleri arkasından sürükleyen bir influencer’ı anlatıyorum. Bunları kullandıkça ve çeşitlendirdikçe kendi kütüphaneniz de oluşmaya başlayacaktır. Sonrasında ise bu karakterinizi tüm çalışmalarınıza adapte edebilirsiniz.
Görsel metaforlar kullanmak sözel metaforlar kullanmaya kıyasla oldukça kolay. Hayatınız sadece yazıyla sınırlı olmadığı için ya da edebi yükümlülük gütmeyeceğiniz için sadece hayal etme ve bunu aktarabilme kabiliyeti kazandıktan sonra hayata geçirmeniz çok çok kolay. Metaforlar iletişimi oldukça güçlendiren şeyler. Fikir geliştirme aşamasında da yine aynı şekilde kafa açan pozisyonda yer alıyorlar.
Bu sunum esnasında anlatmak için koyduğum örneklerden birisi:
Fikri ifade etmek için bir ampul kullanmak aslında “ampul yandı” kelimesinden gelen bir metafor. Daha dinamik, cafcaflı bir fikriniz olduğunu ifade ettiğiniz zaman çevresine gelen bu şekilde ilave elementlerle aktarılabilir bir noktaya ulaşıyor. İçinde daha enerjik bir yıldırım ikonu da olabilir. Değerli elementlerden elması kullandığımız zaman yine değerli bir şeyi ifade etmiş oluruz. Elması ampul formuyla birleştirdiğimizde ise daha da değerli bir fikir olduğunu ifade edebiliriz. Diplomaların üzerinde bulunan o damganın birileri tarafından bu fikrin onaylandığının ifadesi olması için o doğrulanmış fikri ampulle bir araya getirerek aktarabileceğiniz bir metafor da kurgulayabilirsiniz. Bunları çeşitlendirmek mümkün. Bu noktada yaratıcılığı ön plana çıkarmak ve tetiklemek önemli. İnanın bana, hayatınızda bunu özümsemeye başladığınız takdirde gerçekten kendi yaratıcılığınıza kendiniz şaşırıyor hale geliyorsunuz. Mümkün olduğunca çalışmak ve bunları hayatınıza aktarmaya çalışmak önem arz ediyor.
Bazı bonus egzersizlerimiz var.
Squiggling Birds
Bu bonus egzersizlerden ilki karakter formunu oturtmak için kullanılabileceklerden bir tanesi. Şu şekilde gerçekleştiriliyor; kalemi alıyorsunuz ve kağıda rastgele daireler çizmeye başlıyorsunuz. Bunlar üçer beşer dairenin bir araya geldiği ya da rastgele çizimler olabilir. Daha sonrasında bunları kuşlara benzetmeye çalışıyorsunuz. Nasıl peki? Çok basit aslında, bir tane gaga, bir göz formunu veren temel bir nokta arkasından bacakları çizdiğimiz iki üç çizgiden oluşan bir bacak ve ayak formu. Oturan, tünemiş tombul bir kuş ifade ediyor ilk etapta. Arkasından bir kuyruk şekli verdiğiniz zaman aslında vücut pozisyonunu yaklaşık olarak anlamış oluyorsunuz.
Gün içerisinde bir kağıt alıp, 5 dakikada ya da 30 saniye içerisinde “10 tane farklı kuşa hayat vereceğim” şeklinde birtakım hedeflemelerle kuşun farklı formlarını çizebilirsiniz. Bu aynı zamanda yeni bir çalışmaya başlayacağınız ve biraz gevşemek,rahatlamak istediğiniz zamanlarda da kullanabileceğiniz çok basit bir yöntem.
Burada kuş kanatlarını kaldırmış bir formda, öbürü solucanı topraktan çıkartır halde. Bunlar gibi farklı formlarda farklı farklı kuşları hayata geçirebiliyorsunuz. Oldukça basit bir çalışma.
30 Circles adında bir egzersiz var. Hedef; 5 dk içerisinde -bazen biz dakikayı azaltıyoruz- mümkün olduğunca fazla daireyi anlamlı bir forma büründürmeye çalışmak. A4 baskısını alarak uygulayabilirsiniz. Gerçekten beyin yakan bir aktivite. Biz bu egzersizi workshop açılışlarında kullanıyoruz.
Örneklendirelim. Birkaç farklı elementi bir araya getirip bir bisiklet oluşturabilir, bir kask ya da bir trafik lambası ortaya çıkarabilirsiniz. Amacınız, dairelere çizimler ekleyerek anlamlı bir form katma üzerine oldukça keyifli bir aktivite. Düşünme şeklinizi oldukça genişleten bir çalışma.
Quick Draw App
Google’ın kullandığı Quick Draw adında bir yapı var. Google’ın kendi görsel algoritmasını eğitmek için kullandığı bir yazılım bu. Size bir kelime veriyor, örneğin; pizza. Siz pizzayı 10 saniye içerisinde görsel bir dile dönüştürmeye çalışıyorsunuz. Google, yapılan çizimleri tarayıp kendi görsel kütüphanesindeki yapay zeka altyapısını çalıştırmaya gayret ediyor. Siz de bir noktada aslında eğlenceli bir aktivite kurgulamış oluyorsunuz.
Eva Lotta Lamm
Eva Lotta Lamm takip etmeniz gereken bir kişi. Kendisi geçen yıl UX Alive’a da katılmıştı. Sitesinde üye olabileceğiniz bir mail listesi vari. O mail listesi üzerinden bültenine abone olduğunuz takdirde size 2-3 haftada bir çalışabileceğiniz egzersizler gönderiyor kendisi. Görsel Düşünme alanında dünya çapında eğitimler veriyor. Farklı organizasyonlarda bu konular üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor.
Tüm bu bilgilerin üzerine Jr. UX Designer'da Görselleştirme üzerine yaptığım eğitimi aşağıdan izleyebilirsiniz.
Oluşturulma Tarihi
31/8/20
Güncellenme Tarihi
23/9/21
Online Eğitim
UX Araçları Video Eğitim Programı
Profesyonel hayatınızı kolaylaştıracak bu araçları; günlük iş hayatında kullanan profesyonellerin anlatımıyla keşfedeceğiniz bir yolculuk sizleri bekliyor.
Profesyonel hayatınızı kolaylaştıracak bu araçları; günlük iş hayatında kullanan profesyonellerin anlatımıyla keşfedeceğiniz bir yolculuk sizleri bekliyor.